Lauren Camp, Poems in Turkish and English
EIL poet Lauren Camp recently had her poetry translated into Turkish by Turkish poet Erkut Tokman. We hope our international readers will enjoy the poems in the original and translated forms below.
On Schedule
The earth would continue
turning, whether there’d been a second explosion
or a flood or oil spill or indescribable heat.
Whether the syllable of cancer soiled
a sentence. Whether what we had could
remind us of what we wouldn’t.
We were working,
and now we are hiding.
We decide we need to be away
from bridges and crossings and carnage.
We call on raptors to release us,
then we stock our pantries.
We boot up for the open country.
Geography causes everybody to worry
about different things.
We stand where we can see and meet
our neighbors —
where time moves shyly
in single seconds.
[first published in The Más Tequila Review]
Tam zamanında
Dünya devam edecekti dönmeye
İkinci bir patlama ya da su baskını, bir petrol sızıntısı
Ya da tanımlanamayan bir ısınma olsa da olmasa da.
Kanserle örselenmiş bir heceyse
Bir cümle. Neye sahip olduğumuz bize
Hatırlatabiliyorsa neye sahip olmadığımızı.
Çalışıyoruzdur,
Şimdi de saklandığımız yerde.
Köprülerden , kavşaklardan ve katliamdan
Uzaklaşmaya ihtiyacımız olduğuna karar vererek.
Yırtıcı kuşlardan bizi kurtarmalarını isteriz,
Sonra kilerlerimizi doldururuz.
Açık bir ülkeye doğru yola çıkarız.
Çoğrafya herkesi farklı şeyler üzerine
Endişe duymaya iter.
Biz komşularımızla görüşüp karşılaşabileceğimiz
Bir yerde dururuz-
Zamanın yalnızca saniyelerle
Sıngın ilerlediği o yerde.
[The Más Tequila Review ‘de yayınlanmıştır.]
A Precise Small Thing
I didn’t know I would run out of time to memorize
your voice. After three days trying, I just now remember
the name of a trombonist I heard three years ago,
and you have been missing 3,322 days.
Dad laughed when I asked for the recording of you
saying no one is home right now with your wine-sopped,
grass-pure voice. I can’t remember it at all, that voice.
Not the strange wide way you had of stretching Ws
or the laugh that started from a precise small thing
and rolled on and on, expanding into time
we didn’t realize was ending.
Or the way you called to us, your voice becoming
a near shriek in the almost dark, our names as large as puppets
expected to move back into that box of home again.
Or how you said Dad. Just that one word.
How you cried at the supper table some nights,
your voice turning into salt and red breath.
How you moaned gently. How your voice in my hands
expired into something I could no longer hear,
something smaller than atoms.
[first published in This Business of Wisdom, West End Press, 2010]
Hassas küçük bir şey
Bilemedim, sesini anımsamayı zamanla yitireceğimi,
Üç günlük bir zorlamanın ardından, işte şimdi anımsıyorum
Üç yıl önce ismini duyduğum bir tromboncuyu
Ve 3,322¹ gündür sen yoktun.
Senin şarap ıslaklığındaki, bir çim²-pürüzsüzlüğündeki
şu an evde hiç kimse yok diyen sesinin telefon kayıtlarını
Babama sorduğumda, güldü.O sesi, artık hatırlamam mümkün değil.
Değil mi ki Ws sesini uzattığın dokunaklı geniş aksanın³
Ya da belirli küçük bir şeyden başlayan gülüşün
Zamana doğru enginleşerek sürekli yuvarlandı,
Farketmemişiz biz, onun sona erdiğini.
Kuklalar4 gibi dışarı fırlamış, isimlerimizle, bizi çağırışın,
Sesin neredeyse bir çığlığa dönüşüyordu yarı karanlığın içinde,
Ev denen o kutuya geri dönmemizi bekleyerek
Ya da Baba deyişin.Yalnızca o tek sözcük.
Akşam sofrasında bazı geceler ağladığında,
Sesin tuza ve kırmızı ekmeğe dönüşüyorken
Nasıl da iç çekerdin nazikçe. Sesin nasıl da ellerimde
Eskidi, artık asla duyamayacağım bir şey içre,
Öyle bir şey ki atomlardan bile küçük olan.
[This Business of Wisdom, West End Press, 2010’de yayınlandı.]
Ç.N:
¹ Şairin annesinin ölümünden sonra geçen gün sayısı.
² Oklahoma çimi: Şairin annesi Oklahomalı olduğu için sesindeki masumluğu ve hakikati bu bölgenin çimine benzetmektedir.
³ Oklahoma aksanı.
4Jack in the Box: Kutudan çıkan süpriz kuklalar.
Time
Clocks always argue for and against.
Halfway fast—or folded behind.
When you say no, I murmur back
in whispers.
We leave short arguments on the floor
for later. I manage the house.
Or can’t manage.
9 o’clock unfolds but time exaggerates
into a cup of tea and clover flowers.
A short talk on what’s real
while I pet the missing cat.
Not touching makes us vulnerable
to constellations of red,
so we paint the kitchen. Knives gather
without jackets.
The landscape is spectacle and serrated.
Outside, three dogs carousing, a tent of juniper,
the inverted hourglass of light.
[first published in The Quotable]
Zaman
Saatler yarı yolda, ileri ya da geri kalır.
Her daim ya yanında ya karşındadır.
Sen hayır dediğinde bile, fısıltılarla
Sana usul usul söylenirim.
Kısa tartışmaları olduğu yere bırakırız
Sonrası için. Ben evi düzene sokarım
Ya da beceremem.
Saat 9’a yaklaşır fakat zaman farklılaşır
Bir fincan çayın ve yonca çiçeklerinin içinde.
Neyin gerçek olduğuna dair kısa bir konuşmada
Kayıp bir kediyi okşarken
Dokunmamak bizi saldırgan kılar
Takımyıldızlarının alacakaranlığında,
Mutfağı boyarız bu yüzden. Bıçaklar bir araya gelip
Kılıflarından çıkınca
Tırtıklı keskin manzarası görülmeye değerdir.
Dışarıda, kendinden geçmiş üç köpek, çadırımsı bir ardıç,
Tersine çevrilmiş ışıktan bir kum saati.
[The Quotable’da yayınlanmıştır.]
Poet Bio:
Lauren Camp is the author of three collections, including One Hundred Hungers, which won the Dorset Prize (Tupelo Press, 2016). Her poems appear in Slice, New England Review, Beloit Poetry Journal and elsewhere. She has guest-edited two special sections for World Literature Today (one on international jazz poetry, the other on poetry about contemporary visual art) and curated a special anthology for Malpaís Review on the poetry of Iraq. She was a juror for the 2014 Neustadt International Prize for Literature and a presenter for the 2015 DIWAN Arab American Conference. Lauren is a Black Earth Institute Fellow. She hosts “Audio Saucepan”—a global music program interwoven with contemporary poetry—on Santa Fe Public Radio.
Lauren Camp, Dorset şiir ödülünü kazanan (Tupelo Press, 2016) “One Hundred Hungers” (yüz açlık) kitabı dahil, üç şiir kitabının yazarıdır. Şiirleri Slice, New England Review, Beloit Poetry Journal ve başka dergilerde de yayınlandı. Ayrıca misafir editor olarak World Literature Today’a biri Uluslararası Jazz Şiiri ve diğeri de günümüz Görsel Şiiri (visual poetry) üzerine iki özel bölüm ve aynı zamanda Malpaís Review için Irak şiiri üzerine özel bir antoloji hazırlamıştır. 2014 yılında Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü’nün jürisinde yer aldı. 2015 yılında DIWAN Arap-Amerikan Konferansına katıldı. Lauren Camp “Black Earth” enstitüsünün üyesidir; aynı zamanda Santa Fe yerel radyosunda“Audio Saucepan” isimli evrensel dünya müziğini şiirle yoğuran bir program yapmaktadır.
Translator Bio:
Erkut Tokman, a Turkish poet, translator, co-editor and interviewer, was born in 1971 in Istanbul. He has three poetry books published, the latest one from September, 2015. He translates mainly poetry from English, Italian, Romanian and French. He is a member of Turkish P.E.N, works for WiPC, and is currently foreign relations representative and board member of Intercultural Poetry and Translation Academy of Turkey.
Erkut Tokman, türk şair, çevirmen, editor, 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Türkiye P.E.N üyesidir ve Hapisteki Yazarlar Komitesi’nde çalışmaktadır. En sonuncusu 2015 yılının eylül ayında yayınlanmış olan üç şiir kitabı vardır. İngilizce, Romence, İtalyanca ve Fransızca’dan şiir çevirileri yapmaktadır. Kültürlerarası Şiir ve Çeviri Akademisi yönetim kurulunda, dış ilişkiler koordinatoru olarak görev almaktadır.
Lauren Camp at American Poets Poem-a-Day
Lauren Camp at World Literature Today
Review of Lauren Camp’s The Dailiness at EIL
Erkut Tokman at Levure Litteraire
More art by Hayv Kahraman at EIL
[…] Lauren Camp, Poems in Turkish and English […]